-
Değişmekte düşünmek kadar zor…
Değişimi isteyen ya da konuşan ama her nedense bir türlü değişemeyen bir düzen ve insan profilinin gölgesinde yaşamaya devam ediyoruz. İnsan olarak günümüzü baz alırsak; çelişki kavramına yeni, üst bir ultra seviye de getirdik denebilir. Kör algımızı başarı ve kıvançla ileri raddelere taşımaya devam ediyoruz! Gururluyuz…. Değişim konusu, genelleyici olarak hayatımızın portresini çizer gibi olsa…
-
Şöyle bir baktığımda!
Hayat, başlangıçlar ve sonlar üzerine kurulu. Bu böyle olmalı ki; insanoğlu öğrenerek, büyüyerek devam edebilsin; döngü gerçekleşebilsin. Acıda kavrulup sevinçte yücelebilmek gibi … Aslında bu bir nimet. Her mutluluk; seni adeta o eşiğin kapısına götürecek. Tek başına olduğunu bilip, hesap vereceğin o eşik… Her gönül kırıklığı ise; gün gelecek seni yandığın ateşin içinden çekip bir…
-
Yeniden…
Çıkmaz sokaklara dönük yüzü gönlün; Seni kimselerin anlamadığı, görmediği o çıkmazlarda…Ufak esintiler ince ince taşıyor fısıltıyı kulaklarına. Fısıldayan yine yalnızlık… İçindeki umut kırıntılarına sarılır gibi yalnızlığı kucaklıyorsun yine. Sana, o hep masal anlatan gözleri sımsıcak yalnızlık. İşte tam o zaman görünmez oluveriyor hayat. Silmeye başlıyor izlerini. Adını kazıyor dimalardan. Evet; o gözyaşı akıttığın yerlerin izleri…
-
İnsanoğlu kaderine koşarak yaklaşır derler…
Kader dediğimiz kavram; şu an yaşadığımız hayat ve onun getirdiği tüm görecelikler ile örtüşen/ilişkili insanlar, duygular ya da algılar bütünü mü acaba? Yoksa çoklu varoluş olgusunu sindirmek mi zor geliyor? Alın yazısı diyebilmek belki rahatlatıyor sığ kaldığında fakat senin farklı bir sen olduğu başka gerçeklikte neler olabilirdi, değişebilirdi? Savaştan, ızdırıptan, denge düzensizliğinden ve karanlıktan başka…
-
Kader ya da alın yazısı…
Kader ya da alın yazısı… Hiçbir şey yapmasan da ya da her şeyi yapsan da o meşhur başına gelen şey… Eğer hiçbir şey yapmıyorsan kaderini/alın yazını çizmeye başlamışsındır demek. Eğer sürekli bir şey yapıyor ya da yapmaya çabalıyorsan aynı şekilde kaderini çizmektesin. Kader/alın yazısı hiçbir zaman mutlak iyi ya da kötü bir olgu değildi ve…
-
“Kendine soramadığın cevapsız sorular”
Hayatın gerçek bir yalan olduğunu bilir misin? Yalanlar üzerine kurulu bir düzende gerçekten ölürken; ölümün ne kadar da yalan olduğunu fark etmek nedir bilir misin? Başkasını kınarken aslında kendini yargılayamadığını anlamak ne bilir misin? Avcunun içinde olan nimetleri başka bir insan evladının hayal bile edemediğini görmek nedir bilir misin? Sen uzaklara bakarken hayatın yanından akıp…
-
“Denge dediğin”
Yalnızlık başlar anlatmaya; Mutlak doğru ya da mutlak yanlış yok aslında… Her mutlak doğruda birçok yanlışın ve her mutlak yanlışta yaptığın birçok doğru var sanki. O kapı açılmıyor eğer iki uç nokta birleşmezse! Birini severken içinde bir yerde hep tek başınasındır ya; yalnızken aşkı hep arar gibi. Denge dediğin; dengesiz bir terazi. Sürekli yürürken sanki…
-
“Hiçliktir Sırrın”
Körün gözü uzağı görür; bilmezsin. Gönül derin hisseder; duymazsın. Fakirin ağı tutar; umursamazsın! Hayat adama ilmik atar… Yokluğun, varlığın bir! Su damlası gibi akarsın ölüme. Toprakta bıraktığın iz konuşur arkandan. Rüzgâr gibi geçersin nefesten… Anlık bir mazi kalırsın hatırda. Hiçliktir sırrın; göremezsin. Göçer; geri gelirsin bu dünyaya. “Yansıma”
-
“Bir gün gelecek”
Bir gün gelecek; Bir gün gelecek… Bir tutam sevgi için nefes aldığını fark edeceksin! Bir gün gelecek… Kaybettiğin bir an için hıçkırarak göz yaşı döktüğünü seyredeceksin! Bir gün gelecek… İçi boş hayatı doldururken telef olmak nedir öğreneceksin! Bir gün gelecek… aşık olmak için can attığını lakin göze alamadığını kabulleneceksin! Bir gün gelecek…. Duracaksın. Kalabalıkta kendi…
-
“Hayat ölümü çoktan tanıdı. Bir biz tanışamadık”
Boğazımıza kadar boka battık… Boş yere seviyoruz! Gözyaşlarımız ucuz, umutlarımız iki kuruşluk… Acımız bile sahte. Kıyafetlere büründük yalandan. İçimiz çırılçıplak. Sokaklar kendini ararken kaybolanlarla dolu; tatsız, tuzsuz… Aşkı aramak günah artık! Elimizde kalan, bir tutam umut…Kaderden haber bekliyoruz; suskun ve sedasız… Olmayan geleceği düşünmüyoruz artık! Geçmişe haykırıp günü kurtarma çabasındayız. Yaşarken öldüğümüzü görmeksizin, öldüğümüzde nereye…